Kadınlarda meme kitleleri oldukça sık görülür. Bunların büyük kısmı iyi huyludur. Ayrıca meme kanserleri de kadınların 1/8’inde görülür. Kitlelerin erken dönemde saptanması için klinik muayene temel olup 40 yaşından önce düzenli ultrasonografi, 40 yaşından sonra belirli aralıklarla ultrasonografi + mamografi taramaları yapılmalıdır. Gerekli durumlarda manyetik rezonans incelemesi de yapılabilir. Görüntüleme çalışmalarından sonra şüpheli durumlarda biyopsi gerekebilir.
İyi ve kötü huylu bir çok meme kitlesinin tedavisinde cerrahinin yanısıra ablasyon tedavileri de uygulanmaktadır.
Fibrokistik hastalık: Bu durum daha çok bir meme yapısını gösterir. Herhangi bir cerrahi ya da girişimsel radyolojik tedavi yapılmaz.
Meme kistleri: Kadınların bir çoğunda meme kistleri bulunabilir. Küçük boyutlu oldukları sürece bunların tedavi edilmesine gerek yoktur. Boyutları büyükse, memede şekil bozukluğu ya da ağrıya neden oluyorsa alkol ablasyonu yapılabilir. Bu yöntemde önce kist içeriği enjektör ile boşaltılır. Sonra kistin içine saf alkol verilir ve yaklaşık 10 dakika bekletilip tekrar boşaltılır. Alkol verilmesi kistin tekrarlama riskini azaltır.
Fibroadenomlar, 20-40 yaş arası kadınlarda memede en sık görülen iyi huylu tümörlerdir. Genellikle ağrısız, ele gelen, iyi sınırlı, hareketli ve yumuşak kitlelerdir. Bu lezyonların kanser riski yoktur. Boyutları büyükse hastanın da isteği ile tedavi edilebilir. Kriyoablasyon ya da mikrodalga yöntemleri ile tedavi için uygun ablasyon seçenekleridir. Bu yöntemlerde memede kesi yapılmaz. Lokal anestezi eşliğinde genellikle 30 dakikadan kısa bir süre içinde tedavi tamamlanır ve hasta aynı gün normal hayatına dönebilir. Tedavi sonrasında takip sürecinde kitle tamamen kaybolur ya da çok az bir kalıntı kalır. Memede şekil bozukluğu, ciltte çekinti olmayacağı için ablasyon tedavileri cerrahiye göre avantajlıdır.
Meme kanserleri: Son yıllarda erken evredeki meme kanserlerinin tedavisinde de ablasyon tedavileri giderek daha fazla uygulama alanı bulmuştur. Meme kanserlerinde ablasyon uygulaması günümüzde 2 cm'den küçük, meme dışında yayılımı olmayan, hormon reseptörleri (+) olan infiltratif duktal kanserlerle sınırlıdır. Ayrıca meme kanserlerinde ablasyon tedavisi tek başına tam tedavi sağlamaz. Hasta onkolog takibinde olmalı ve duruma göre kemoterapi ve radyoterapi de tedaviye eklenmelidir.